Sen Hiç Bilmedin.!
Issız gecem ve ben...Bu şafak ağırır mı?Sanmıyorum.Bekliyorum,bekliyorum.Kulağım duvar saatinin tik tak seslerinde,gözlerimse zamanın yavaş akışını şaşkınlıkla izlemekte,yok bu geceden sabah olmayacak.
Yüreğimin daralışını belki ılık bir duş hafifletir düşüncesiyle,suyun altına atıyorum kendimi.Biraz olsun kendime geldiğimde ,bir havluya sarılıp kurulanıyorum ve bir an . aynaya dalıyor gözlerim...buğday tenim,fırçalamaktan yorulduğum upuzun saçlarım,bendim ben.İri kara gözlerim,uzun siyah kaşlarım ve dudaklarım...Doyamadım kendime bakmaya bu gece,sevmediğim kendimi öyle beğendim ki,bir zaman uzandım sedire,hayalin canlanıverdi gözümde.
Yarın geliyorsun,biliyorum bu güzelliğimin tek nedeni...Ya bu gece sabah olacak mı ki bu soru beynimi alt üst ediyor.Yüce rabbim nasip edecek mi seni görmeyi?Dua ediyorum,bir kez sarılayım sana,düşüncesi bile kor ediyor yüreğimi,eriyorum...
Düşünüyorum seni,adın dudağımda,büyük bir otobüsün cam kenarında oturuyorken ,gözlerin yüreğimi delecek kadar derin bakıyor ve ele veriyor özlemini,sevigini...Kokun burnuma çalınıveriyor apansız ve katlanıyor sabırsızlığım ama umutluyum,biliyorum tan ağıracak ve gözlerimi açar açmaz olacaksın yanımda...
Her şeyi planladım ama her şeyi.Sevdiğin gibi kurdum sofrayı,en sevdiğin yemeği yaptım.İçkine karışırdım ya bu kez onu da aldım masamıza.Kokulu mumlarımızı yaktım giderken bıraktığın.Siyah elbisemi hazırladım,doğallığımı seversin ya,pek takıp takıştırmayacağım,bıraktığın gibi bul beni istiyorum.Zaten gidelidir değişmedi ki hiç bir şey...
Göz kapaklarım ağırlaştı düşünürken tüm bunları ve sonunda hafif bir uyku çektim.Artık dinlenmeliydi zaten düşüncelerim.Sonunda kurtuldu gece benden, ben de geceden...
İrkilerek uyandım,ve şükürler olsun ki,tan ağırıyordu,bu sabah seni bana getirecekti...Ağırca doğruldum ve giyindim.Hazırlıklarıma göz attım son bir kez ve evet hazırdı.Uzun bir bekleyişteydim,sanki benimle birlikte tüm eşyalar bekliyordu gelmeni...Vazodaki çiçek,koltuğun,kitapların.Hepsi heyecan dolu görmeyi istiyorlardı seni...
Tüm kapı zilleri çalıyordu sanki,benim kapım hariç ve her dakikada ölüyordum biraz daha korkumdan.İşledi zaman,tüm ağlamalarıma rağmen,getirmedi seni bu sabah bana..Öğle oldu,ağlamaktan kızardı gözlerim,eşyalar dağıldı,toplandı sofralar,mumlar söndü,gün acımasızca işledi kanıma.Kölesi etti beni sensizliğimin...Sen kim bilir hangi kadına giderken,ben ağlıyordum güneş ışığının altındaki karanlık evimde...